Saat 00.22

Kulpu soğuk, kendisi sıcak bardağım artık bomboş.

Son damla kenardan parmağıma süzülüyor.

Bardağın dibi simsiyah.

Ay buraya saklanabilir.

Ay bardağımın içini geceden daha karanlık bulabilir.

İçine düşebilir ve yıldızlar burada kayabilir.

Belki fısıltılarla yüzyıllardır dünyayı dolaşan Kronos bile,

Tartaros’a tercih edebilir.

İçine doğru çekilmeden durmayan zamanın,

Kaldırdım başımı bardağımdan.

Karşımda biri var.

Karşımda bir kadın duruyor ve bana bakıyor.

İlk kez karşılaşıyor gibi yabancıyız birbirimize.

İkimizin de gözlerinde hatırı sayılır bir çaba var.

Tanıdık bir şeyler bulmak istedik.

Unuttuklarımızı. Tanışmadıklarımızı.

En azından ben istedim.

Ama bulamadım.

Bulamayınca bir tokat savurdum.

Tüm gücümle ona saldırdım.

Ayna yere düştü.

Kırıldı ve odada yankılanan sesten daha hızlı bir şekilde parçalara ayrıldı.

Nefesim gecenin ortasında ormanda dolaşan rüzgarlar gibi uğuldadı dudaklarımda.

Ne hırçın bir kadın olmuştum…

Kendime duyduğum öfkeyle yere eğildim.

Ayaklarımın dibine baktım.

Şimdi o kadın yoktu.

O yoktu belki ama her bir parçadan başka biri bakıyordu bana.

Şimdiki yüzler daha tanıdık.

Bir tanesi çok genç. Hatta bir tanesi çocuk.

Çocuk olanın dudakları bilmenin esaretinden yoksun.

Gülümsüyor.

6 yaşlarında duruyor.

Diğeri ondan daha büyük. 12 civarı.

Gözlerinde yaşlar var.

Ama öfke yok.

Henüz acının öfkeyi yaşlarla satın aldığını öğrenmemiş.

Üzülmenin çıkarsız kalabildiği son yaşlarını yaşıyor.

Öğrenmemesini diledim içimden.

Bir genç kız daha var.

O daha büyük.

Sol köşeden bana bakıyor.

Bakışları ısrarlı. Ben ona dönene kadar vazgeçmiyor.

20’lerinde duruyor.

Gözlerinde ise alevler yaşıyor.

Göz bebekleri ateşten bir çadırı taşıyor.

Yüzü öfkenin gemine yenik düşmüş.

Ateşi ancak kendisini yakmaya yetecek.

Ama henüz bilmiyor.

Gözlerim son kişiyi buluyor.

Ama o bana bakmıyor.

Arkası dönük. Umarsızca gidiyor.

Arkasından bağırmak istiyorum.

Kapıların kilitleri her seferinde değişiyor mu?

Ben de gelebilir miyim?

Ayaklarımın ucunda duran aynalar kağıtlara dönüşüyor.

Mürekkep lekeleri bütün halıyı kaplıyor.

Karalanmış kağıtların yoksa karalar seni geceler.

Odanda bir aynan var mı?

Ona bakarken dikkatli olmalısın.

Gördüğün kişinin sen olduğuna emin olmalısın.