Akşamın karanlığında, hüzünlü hüzünlü yüzüyordu vapur. Saat 20:10 vapuru Üsküdar iskelesinden yüreği buruk, boynu bükük ayrıldı.


Bu iskeleden, öyle fazla da bir yolcu alamamıştı. İçindeki az sayıda yolcu; Boğaz’ın ışıklarını seyreylerken, kimileri dedikodu yapar, kimileri telefonuyla meşgul olurken Eminönü’ne doğru kendisine çizilen rotayı isteksizce takip ediyordu.


Acaba yolcu sayısının fazla oluşu mu, yoksa az yolcuyla hareket etmek mi vapur için daha ağırdı?


Bilemedim…