Kim olduğunu bilmeden konuşsam senle

Kim olduğumu bilmeden beklesem

Ağzına yanaşmayı

O zaman bana en çok

Göğsünde seyrelen damar yakışırdı


Hiç tanışmamış gibi

Hiç serçe görmemiş gibi öpüşsek

Mermeri öpen elbisen bir sütun diyelim

Üstüme yıkılsa

Kaç kez yıkamak gerek

Esmerliğimi avutmak için

Tenim kaç kez değse manavlara

Tohum demeden geçebilir

Ya da lavanta bunu bilsek

Bir çiçek adıyla ki bu begonvil de olabilir

Bu olmaz

Bu hiç değil

Taşmanın tanımını bulmadık diye bağırsak

Kim bilir

Kim olduğunu bilmiyormuş gibi

Bela desem 


Vazelinle çürüse belki

Tüm ruhların arasında

Dudağımı kapatan bıyıklarımdan tanısan

Var elim

Elim var diye ağlasam

Kimsenin uzanamayacağı yerde

Belki tabloda çatlamış bir renk olacağım

Kim olduğunu bilmeden konuşsam senle