Anlamaya ve anlatmaya çabalarken tükeniyor ömür. Yüzmeyi yeni öğrenen bir çocuk edasıyla, anlaşılmaya çalışmak için çırpınıp duruyor insan. "Sakın durma kelimelere boğulursun." Özünü çıkarmaya çabaladığın mana, karşındakinin aklının, vicdanının kalibresine kurban gidiveriyor.
Kelimelerin kullanılmadığı bir dünyada yaşamak isterdim. Sarf edilen bir kelime için sonsuz tane; yeryüzünde gelmiş geçmiş, halen var olan ve yine var olacak olan bütün akıl sahipleri adedince bakış açısının olmadığı bir dünyada. Anladık artık, yetmiyor kelimeler anlatmaya.
Anlatmaya gösterdiğim çabaya yetmiyor bazen kelimelere olan sabrım. Anlatmaya güceniyorum. Kâğıt üzerindeyken aramız iyi oluyor kelimelerle. Bir de gönülde ama şu dile değince zehir oluyorlar. Tutukluk yapan bir silah... Dilden dökülmesi gereken anda dökülmeyip, olmadık yerde patlıyor. Kendi ruhuma sıçrıyor saçmalar. Başka kimseye değil, ancak kendime oluyor zararım.
Ben ruhumda açılan bu "saçma" yaralardan çok sıkıldım. Susmak istiyorum artık. Mümkün müdür?