Bazen yazmak huzur veriyor, okumaksa, yapamıyorum zaten onu uzun zamandır. Uzun zamandır kendimde değil gibiyim, kime, niçin gittim. Bilgim dahilinde olmayan bir gidişti bu ve nereye vardığımı bile bilmiyorum şimdi. Bildiğim tek bir şey var, kendimden uzaklaştığım bilgisi. O kadar yakıyor ki canımı bu bilgi. Kendime dönmek istiyorum artık, kaybolmuş hissetmekten yoruldum. Ve artık bir evim olsun istiyorum, uzun süre baktığım o uçurum beni kendimden almış, düşmüşüm uçuruma dönüşmekten korkup. Yazmak huzur veriyor demiştim başta ama dönüp geriye okuduğumda yazdıklarımı saçma kelime yığınından başka bir şey bulamıyorum. E madem öyle, niçin yazıyorum bir gün anlaşılırım diye mi ? Çok kaptırdım kendimi Duchamp’ın “saçma zamanla anlam kazanır.” sözüne. Anlam kazanacak olan şey tam olarak ne? Hayatım mı, yazdıklarım mı? Bir bilsem belki bazı şeyleri yoluna koyabilme cesareti gösterebilirdim. Saçma yaşayıp, saçma yazıyorum. Nereye varacak tüm bunlar. Ben nereye varacağım tüm bunların sonunda? Sonumun yaklaştığını hissetmiyor, biliyorum artık. “Olanlar oldu tanrım, bütün bu olanların ağırlığından beni kolla” demekten başka bir şey bulamıyorum söyleyecek.