Başarılı olmak, bu başarılı olma konusu bizi strese sokan, hayatı bize zindan eden bir konu, küçüklükten başlayan o baskı, ailemizin bize aman şöyle başarılı ol, aman böyle başarılı ol demesi ile küçüklükten başlar bu hastalık. Oysa insanın yaptığı iş

ona zevk veriyorsa aslında birçok şeyi başarmış sayılmalı bu hayatta, düşünsene birçok insan sevmediği işlerde çalışıyor, günlük bir rutinde hayatlarına devam ediyor, bir monotonluk yaşıyorlar. Bir hayale kapılmışlar, kendilerini kandırıyorlar aslında, bu hayatlarının onları mutlu etmediğini biliyorlar ama o baskı, o başarısız olamam düşüncesi, onları zorluyor bu hayata. Bir seyyar satıcı gördüm bugün, plastik eşyalar satıyor, arabanın arkasında eşi ve çocuğu, plastik eşyaları satmaya çalışıyorlar beraber ama o kadar mutlular ki, baba alıp kucaklıyor çocuğunu arabanın arkasına geçip müşterilerle ilgilenirken, çocuğunu sürekli öpüp, kokluyor. Anne ise zevkle eşini ve çocuğunu izliyor. Belki de çok para kazanmıyorlar ama yeteri kadar kazanıyorlar. Belki bir statü yada günlük hayatta insanların peşinden koştuğu o ünvanlar yok ama buna  ihtiyaçları da yok, ünvan olmadan, statü olmadanda mutlu olunabiliyor. Azla yetinmeyi bilmeli insan, mutlu olmayı zorlama hayallerle değilde basitlik ve sadelikte bulmalı.