Başımız Sağ Olsun

 

“Neden bunca telaş? Bunca hırs... Yaklaşık üç yüz bin yıldır buradayım. Ah bir bilsen, kimler yok oldu içimde. Küçücük bir zaman zarfına sığdırmaya çalıştılar bütün duygularını. Yok olacaklarını bile bile. Bilseler de görseler de hep bi’ tarafa attılar bunu. Bu da onları hep acınası hale getirdi benim gözümde. Bütünleşmeyi beceremediler. Oysa biraz düşünseydiler bütünleşmenin onları daha uzun süre var edeceğini anlarlardı.

           

Hep bir yalnızlık vardı içimde. Bir tarafım bunu arınmışlık olarak gördü. Diğer tarafımsa korkaklık diye söylendi. Çok küçüktüler ve zamanla daha da küçüldüler. O kadar küçülmüşlerdi ki bütün güzelliklere sahip olmak istiyorlardı. Utanıyorum kendimden. İçimdeki kötülükler, çıkarcılıklar bana zarardan başka bir şey vermedi. Hatta benimle kalmadı, uğradığım her yere siyahın karamsarlığını akıttı. Ve benim dayanacak gücüm kalmadı. Artık müsaadenizi istemek durumundayım sevgili okur.

           

Bu mektup kendini ve çevresindeki bütün güzellikleri muhteşem bir ustalıkla yok edebilmiş insanlığın -yani benim- yazdığı, geçmişin tozlu rafları ve bugünün telaşı içinde kaybolmuş bir mektuptur. Bu, insanlığın intihar mektubudur sevgili okur, başımız sağolsun.”

           

Kafasında çoğu kez hapishaneye benzettiği evinde, saat gece yarısını geçmişti. Kalemi bıraktı. Ayağa kalktı. Pencerenin önündeki sandalyesine oturup son bir sigara yaktı. Mahallenin kedileriyle bakıştı. Vakti gelmişti artık, sandalyenin üstünde onu bekleyen bir sonsuzluk vardı. Sakince sandalyeye çıktı ve yağlı urganı boynuna doladı. Oysa hala umutlanmak istiyordu. Bir nebze olsun umut hissetse vazgeçebilirdi. Öte yandan hayatın ne kadar anlamsız olduğunu anlamış gibiydi. Sıradan insanlar gibi küçük ölçeklerde düşünmüyordu. Onun için sadece dünya yoktu, bütün evren vardı. Ne kadar küçük olduğunun farkındaydı. Ne kadar acınası olduğunun da farkındaydı. Bu farkındalık gün geçtikçe artıyordu ve sonunda geldiği yer burasıydı işte. Yağlı urgana sarılmıştı. Tıpkı insanlığın yaptığı gibi. Aralarındaki tek fark insanlığın hiçbir şeyin farkında olmamasıydı.

           

O, insanlık adına bir intihar mektubu yazdı, ama hiç kimse onun yok oluşundan haberdar olamadı. Başımız sağ olsun sevgili okur.