Küçük kız kalkıyor, elinde dört gündür gezdirdiği kitap. Bu kitap eliyle birlikte zihnini de rahatsız ediyor onun. Çünkü görüyorum ki bu kitabı alırken ön sözünü okudu ve kendine benzetti. Hissediyorum, korkuyor. Okuduğu her satırın boğazını kesmesinden.

O kadar korkuyor ki anlaşılmaktan, sevmediği insanları taşır gibi taşıyor kitabı yanında. O insanları da okumaya çalışmıyor hiç. Sebebi farklı tabii. Onlarla arasında anlaşmaya dair bağlantı kurulamaz.

Dördüncü günün sonu da öncekiler gibi bitiyor. Kitap, iki kişilik kocaman yatağında uyuyor onunla, hem de kapağı hiç katlanmadan.

Ertesi gün, gün ışıdığında uyanmıyor yine. İnsanlar topluluklar halinde bir yerlere gitmiş ve artık dağılmaya hazırken açıyor gözünü. Görüyorum,günün en sevdiği zamanı.

Kitaba bakarak içiyor kahvesini, öteki hayatında içebildiği sigaranın hayalini kuruyor.

Hayır! Burada yasak!

Kafasının içi yetmezmiş gibi yasaklarla boğuşuyor, boğuşuyor, boğuşuyor.

Kitap okunmuyor, sana denk gelecek kitaba bile ne yazık!

Ne zaman ki ellerin o kitabı açmaya, gözlerin okumaya yarayacak; bir bakacaksın ki yirmi iki yaşındasın.