Ne anlayalım sağdan, soldan. Temel, ekonomiye bakışta. Başka boyutları da var elbette.


Bir şehrin bireyleri olma, hemşericilik, bir milletin ya da dinin üyesi olma. Bunlar seçtiğimiz kimlikler değil, verili kimliklerdir. Sağ, kişilerin kendi seçmedikleri kimlikleri bir bütün olarak yücelten ve karşı kimliği hor gören katı ayrımlar getirir. Müslüman-gavur, Alevi-sünni, kentli-köylü ya da Türk-Kürt gibi.


Sol için her kimlik yüceltilecek ya da hor görülecek unsurlar barındırır. Ayrıca sol , bireyin kendi seçeceği kimliğe ya da yönelimlere destek olmaya çalışır. Örneğin Giresunlular derneği sağ bir temele dayanırken çevre koruma dernekleri ya da meslek örgütleri sol temellidir. Müslüman olma sağ bir içerik gibi görünse de sola ait değerler de taşır.


Günlük hayatta hem sağ hem de sol yönelimlerimiz vardır. Verili kimlikler ve seçili kimlikler bir bütündür. Toplum ikisi arasında bir denge kurabildiğinde, kültür denen geçmişten geleceğe uzanan derin akışta güçlü bir yer alabilir.


Verili kimliğimizdir TÜRK ve yücelttiğimiz kimliğimizdir ama aynı zamanda seçtiğimiz kimliğimizdir. 'Osmanlı' yerine seçilmiş ve her dönem yeniden ve yeniden seçilen ulusal kimliktir. Bu bağlamda ümmetçilik yerine yeniden seçiyorum. Post-modernizmde her etnisite kendi verili kimliğini seçiyor. İkisi aynı şey değil.


Memleketi gerçekten anlayıp samimi ve sağduyulu şekilde yön vermek için, ulusal kimlik çözüştürücü yaklaşımlardan uzaklaşmalıyız diye düşünüyorum.


Sağ ve sol yönelimler durağan değildir. Belirli bir dönem sağ olarak yorumlanan, başka koşullarda sol olabilir. Bazen bir kimlik hem sağ hem sol için temel değer olabilir. Sanırım Türk kimliği böyle diyebiliriz.


Türkiye'nin sağı ve solu ulusal duruş ve Cumhuriyeti koruma sınavı veriyor. Günümüz siyasi gelişmelerini bu bağlamda değerlendiriyorum. Güzel günler görmeyi umut ediyorum.