Çayın kokusu burnuma geliyor

Çay mı, kokusu mu, lavanta mı

Dizi dizime değiyor

Ankara'ya yağmur yağarken

O kanepede oturuyoruz

Hani gri bir filme ağladığımız

İlk yudumu kim alacak

Nefesini en çok kim tutacak

Höpürdek bir yudum çekiyor

Altta kalır mıyım, bir yudum da benden

Yudum yudum derken bakışlarımız

Kenardaki masaya ilişiyor

On üç hamlede devirmişti şahımı

Yarım saat önce

Bense onu tek hamlede, şehnazım

Çayını sehpaya bırakıyor

Çayımı sehpaya bırakmazsam ölürüm

Pek de tatlı...

Saçlarını topluyor

Buna asla dayanamam nasıl da biliyor

Koltuk, altı, üstü, ak memeleri tütüyor

Gözlerimiz akrep ve yelkovanda

Yetişebilir miyim, diye düşünüyorum

Kesin yetişir, diye düşünüyor

17.45 hızlı mı hızlı trenine...

Gözlerimi kapatırken ağzımda dilinin tadı

Açtığımda şah diye inliyor kulağıma

Mat diye bağırıyorum, hep mat