Dilinde ürkek bir ıslık yürüyor, kalp atışları sokağın köşesinden duyulur gibi bir yağmur alıyor hıncını o cılız bedenden. Kaldırım taşlarının cazibesiyle bırakıyor kendini yere, sağ ayakkabısı, her adımda ıslak saçları çıplak sırtına küfrederek ona eşlik ediyor ve günün sonunda ölümü dileyen göz kapakları seyrek atmaya başlıyor. Nihayet bir deniz bir iskele, köşede bir bank, nihayet sabahın beş buçuğu üzgün bir liman senden hâllice, aynı siyah aynı terkedilmişlik, her dalgadan düşen bin dert, martılar ve ölüm senfonisi bir serçe bütün bu hüznün şefi, doğuya bak bir kızıllık, bir şarap esintisi, kinli sarhoş bir adam, yaralı elleri ıslak, boş cepleri, kulağına sıkışmış bir papatya ile nasıl şirin. Tiz bir sesle "Diren" diyor sana. Saymıyor çiziklerini, saklan. Dokunma yüzüne, soğuk. Bir meleğin ölüşüne tanıklık etmiş. Bir gökyüzü, lacivert bir bulutun altından sızan bir güneş, vurmayacak yüzüne belli ve ölsen ne münasip bir ölüm olur şimdi seninkisi.
Sahi nasıl yakışırsın cansız bedeninle bu banka, nasıl güzel bir ölmek olur, bu şiirde böyle bir şehir uyurken. Bir tatlı uyku daha nasıl yakışmaz bu limana, siner eteklerine bir kuğu misali ve bu dün ölür, yarın doğarsın kalbinde bir yılkı. Uzanabildiğin yer cennet, dörtnala koşuyorum tanrıya, hayran bana, belki dirilir bir melek kasığımdan. En kafiri zamanlarımın biliyorum, hissediyorum kendimi, bakma acınası öyle, sana ömürler getirdim kokla, yorgun yelkovanım lanet ediyor zamana.
Es geçiyorum bir dünü bütün yarınlar için, bir harf konduruyorum yanaklarına tutacak yaşlarını gözlerin bana taparken ve ağlayacak kelebekler koklamadığın ömrüme. Nasip işte şerrine layık olmak huzur veriyor, erdi bu hücreler tiksinmiyor artık insanlardan. Yokluğunla sınanan bir kitaptan kaçarken ön söz olmak gibi, alışmak sanki bir kaç ana.
Hatırlanıyorsun dertlerinle herbirini örüyorum saçlarıma, harcamıyorum bozuklukları, tamamlamıyorum cümleleri. Yarım bırakıyorum çayımı, bahsetmiyorum senden, güzden, yüzündeki benden. Eskimiyor yüzüm zamana inat, uzuyor sakallarım, iyileşmeyen bir bedene iyi bakıyorum. Sarıyorum kırıklıkları, bazılarım kalıyor öyle, bazı yanım leş, yarısında kapattığım bir şarkı gibi, belki yarısında bırakacağım yıllar var yaşanılası, belki de yarısında öldüğüm gülümsemen gibi, biliyorsun bir kahrın var ecel gibi.