Bir şeye inanmamakla başlıyor
Başka bir şeyin varlığını bilmek
Yok olmaya inanmıyorum
Kutsal işaretlere, parmaklarına
Önümde duran biraya ve
Toprağa inanmıyorum
Sırf kök gövde bitkiler de var diye
Yani yer fıstığına
Kendi yıldızının ışığını aksatarak
Orada olduğunu ilan eden gezegenlere
Burçlara inanmıyorum
Bunun etim olduğuna da
İkrama ve tulumbacılara
Yangına inanmayan kıvılcımlara inanmıyorum
Dumanın bundan haberi olmadığına
Ve surlara inanmıyorum
Ben de bir taşa üfleyebilirim
Bir kere seslendim sonuçta sana
Adın evren soğuyana kadar seyahat edecek
Enerjinin korunmasına ve kıyamete
Saçının uzamasına inanmıyorum
O sen olamazsın
İnanmadığım bir şey değilsin
İnanılacak bir şey olduğuna da inanmıyorum
Buradan anlıyor insan
Burasında dalgalanıyor kur
Devletin boynu cam
Yamuk omurganın yelesi kambur
Gerisi gereksiz bir film
Tam burasından vurulmuştur
Tapu dairesinde fil sahiplerinin
Sırasını bekleyen kuşlar
Burasından başka
Vurulacak bir yeri mi var
Yine de imarsız tarlalarda
Aslanlar dirilsin
Eğriyi sil ve tazelen başak
Ekmek ve şarap tazelensin
Böyle İsa var mı şehri hacca taşıyacak
Mirza Şamil Sözal
27 gün önceBiraz hayat koşuşturması derken uzak düştük üstad ama şiirine dönmenin tadı başka.. Kalemine kuvvet, yüreğine sağlık, selâm ile.. İyi şiirin daim ola..