Aysun, bir kabus gibi,

Şahsi bir acıyla tırmanıyorum!

Gözünle gördüğün o dağ,

İçimde katran tutmuş ülke.


Çoğu zaman alengirli birkaç söz veriyorum 

Hayat denen argümanın kesesine,

Beğenmiyor üstelik, 

Daha afili aslalar sıkıştırıyorum aralara.


Asla diyorum, asla!

Suçun boyunu aşmış, yaşın geçmiş

Saflığını kaybetmişsin, otur diyorum!

Suçun lekelemiş seni.


Şahsi bir acıyla bakıyorum,

Derin bir iç çekmek yakalıyor ansızın…

Bilmiyorum neden bahsediyorum?

Bilmiyorum telaşlı mıyım?


Aysun, kan kusuyorum!

Öfke nöbetleri saçlarımı okşuyor,

Dayanılmaz bir insan oluyorum,

Çağımda yitip gidiyorum.


Sözlerim adileşiyor, 

Şahsi bir acıyla soyunuyorum,

Üzerimde bedenime büyük gelen,

Ben kokmayan izler.


Geçmiyor Aysun,

İzliyorum tenhaları, dalıp gidiyorum,

Yeri geliyor boğuluyorum,

Halbuki bilirsin Aysun, 

Okyanuslarda kulaç atmakta üstüme yoktur. 

Dünya sokakları bana dardır,

Söylerim sana, bilirsin.

Ama ben bilmiyorum Aysun,

Acı merak uyandırsa da

hevesim kuşların kanadına takılı,

Aysun, acı,

şahsiymiş

Ben,

Bilmiyordum.