Mütemadiyen nüksediyor tedavülden kalkmış ağrılar 

Bu buhranın içinde karanfil yetiştiriyorum 

Kozadan çıkan kelebek şaraba bulanıyor

Bu gecelerde aklım başımdan gidiyor 

Can veriyor mutluluklar 

Cesedimi örtüyor bulutlar

Karanlığın çığlığı kulaklarımı sağır ediyor 

Kafamın içinden bir yerden sesleniyor biri bana

Tanımıyorum bu sesi 

Bu benim sesim 

Diyor ki bana:

"Karanlıktan korkma!

Karanlık da bir nevi gökyüzüdür.”


Başım ağrıyor 

Kafamda biri ağlıyor 

Çiçekler de soluyor

Güneş doğmuyor 

Karanlığa bulanmış tüm aydınlıklar

Umutlardan akıyor kan damlaları 

Kan damlaları birikiyor şakaklarımda

Kana karışıyor gözyaşı

Bir sokakta figan ediyor kaldırım taşı 

Kaldırımda yatan sarhoş intizar ediyor tanrıya

Diyor ki tanrıya:

"Beni ölümden alıkoyma!

Ölüm de bir nevi kurtuluştur.”

Kaldırımın üstündeki sarhoşa yaklaşıyorum 

Bu benim sarhoşluğum.