Sakaları bilir misiniz?

Nehri, ırmağı ya da bir su damlasını bekleyenlerine ulaştıran, at üstünde hayat taşıyanların hikayesi...

Çocukluğu beşikten çağırmış gibi dört nala, dünden kalan yarınlar ile bugüne adanmış sakalar.


Ben bir saka'yım, aklımın en yaşlı odasının duvarlarında akasyalar yeşerir.

Ben bir saka'yım topraktan, göğe kadar.

Taşırım, heybemde başını omzuna yatırmış bir güneşi...

Ben bir saka'yım çatık kaşlı, sayıklarım varacağım kırk eşiği.

Ben bir saka'yım şakaklarımda kurşun izi,

Kara bir kış bekler gönlüm, dışarıda üşüyen haziran,

İlişmediğim savaşta vurulmuşum, ha mart ha nisan...

Ben bir saka'yım, köklerimden gövdeme kadar.

Ben bir saka'yım, kör bir testere ile budarım dallarımı.

Ben bir saka'yım heybemde hayat var,

Ben bir saka'yım ırmaktan güneşe kadar!