Şakaklarında hissedince acının yok ediciliğini soruyorsun tekrar tekrar neden diye

Vazgeçemiyorsun sormaktan 

Bu insanların hayattan daima iyilik beklemeleri neden

Hiç tükenmez yaşama sevinçleri

En ufak toz zerresinden bile umutlanmaları

Tek sonuca varacak bu yaşama bu kadar gayret ve çaba göstermeleri neden

Hayallerin peşinde sürüklenmeleri 

Hiç gerçekçi olamamaları 

Daima kendilerini kandırmaları neden

Hazin sondan kaçışları ve unutuşları neden

Bulamıyorsun, sonra peki ya nasıl sorusu ilişiyor kafanın kendinden bile sakladığın bir yerine

Nasıl olur da "o gün gelecek ve mutlu olacam "der bir insan , buna nasıl inanır

Nasıl kanar tüm göz boyamalara

Nasıl yozlaşır kendinden , kaybeder hakikatin yolunu

O gün gelmeyince nasıl bir tavır takınır mesela

Sessizce bir kabulleniş mi yoksa vurup, yıkıp , küfürler savrulurken ağızdan mutsuzluğa mı sarılır 

Benimser mi artık mutsuzluğu 

Acabaları ve keşkeleri terk edip yaklaşır mı yaşanana

Bunların bile cevabını alamamışken daha başka sorular belirir , hücum eder dört bir yandan

Özgürlük, mutluluk, huzur ve daha tadamadığım çokça şey nedir

Bir insanı hayata bağlayan gaye nedir

Ölüm nedir 

Yaşam nedir

Severken sevilmek nedir ,nasıldır

Bunca kusurun arasında bir insanın kendini kusursuz sanması nedendir

Bir çift gözle neden her şey görülmez

Görüpte anlamamak nedendir

Sorular durmaz , sen ufalanırsın

Ona , yüze, bine bölünürsün 

Çürüyüp gidersin ama yinede devam eder

Beklenmedik bir anda gelir tüm bu sorular

Kaldırımda yürürken , biriyle konuşurken, tam uyuyacakken birden gelir 

Ve flulaştırır her şeyi

Gömülürsün bu soruların enkazının altında

Ama sormaktan vazgeçemezsin bir türlü

Har olursun kavrulursun

Bir rüzgar eser devrilirsin

Yok dersin daha fazla soru yok ama nafile sordukça sorarsın , sorgularsın 

Haylaz birer çocuğa dönüşür bütün hepsi ,seni yordukça yorar

Ve başladığın yere geri dönersin 

Şakaklarındaki acınını yok ediciliğini hissedersin