SAKLI KADIN 


Düşen bardağın sesi ile aniden uyandı uykusundan, korkunun yarattığı çarpıntı uykusunu kaçırmıştı. Baş ucundaki tabakasını alıp bahçeye çıktı. 

Yardım et dedi kadın, göğsüne bıçak saplı; divana uzanmış halde. Adam hemen yaklaştı ve tanımadığını fark etti kadını, işe yarar bir şeyler getirmek için içeri koştu ve tekrar geldiğinde kadının çıplak, göğsünde ki bıçağın ise gül olduğunu gördü. 

Karanlıklarda saklı kadın! Gör ücra tepeleri mesken edinmiş adamı, bu kan; her gece kahrını suratına çarpan ellerindendir. 

Gül dikti mezarına, göğsüne bıçak saplayan.

Yeşerir mi aşk, gözyaşıyla ıslanmış topraktan? 

Kapının sesiyle koptu düşüncelerinden, heyecanla açtı kapıyı kadın. Adamın uzattığı gülü göğsüne dayayıp, öpücükle karşılık verdi. Arkasını dönüp gitti ve bir daha geri gelmedi…

Düşen bardağın sesiyle aniden uyandı 

adam…


Saklıydı kadın, seslendi derinden;

“Ayrılık, aşk’ın zehirli bıçağıdır.”