Topuklarım deliniyor, yalnızlığa koşarken

Hırçın dalgalardan kurtulmuşçasına sığınıyorum limanıma.

Kaos sersemleştiriyor düşüncelerimi

Göğe kaldırıp başımı,

Bir kez daha bakarak arınıyorum riyakar yanımdan

Bağcıkları çözülmüş ayakkabılarımla koşmak zorlaşıyor,

Kalabalıklar içinde.

Oysa içimde, daha büyük bir kalabalık pusuda,

Bekliyor yalnızlığın siren sesini.

Duyduğu anda dörtnala koşuyor duygularım

Elim kalemle buluşuyor

Parmak uçlarımdan binlerce "sen" dökülüyor…

Sayfalar hiç olmadığı kadar temiz

Korna sesleri rahatsız edemez halde

Düşümde sen geliyorsun bana 

Bölünüyorum 

Çoğalıyorum 

Sarılıyorum

Duygularımın tutsak yalınlığına

Tan ağarıyor şimdi

Hafifçe sızlayan yara gibi.

Varlığın, gün ışığı saksı bitkilerimin

Pencerenin tüllerini aşan

Yeşile hayat bağışlayan

Gün ışığı…