Adam, kendini gönül minderine yasladığında kırgınlık batıyor boylu boyunca. Ötelerden beri neler yaşadıysak, neler hissettiysek göğsümüzde; sırtladığımız neler varsa o değil miyiz biz? Peki ya yaşamadıklarımızda gizliysek? Zıtlaşmaların halihazırda var olan karmaşası, yaşamın bir adım daha ötesine atıyor adamı, yine başlıyor mırıldanmalar. Ne kadar çok kaybolmuşum olduğumdan, ne kadar çok eksilmişim var olacak olduğumdan. Baş edemediğimden, evet bununla bir kere dahi baş edemediğimden her dakika mücadelesini veriyorum en sığ noktamdan en dibime kadar. Oysa işte bir kere yahu bir kere baş edebilsem, buraya kadar desem, yazsam, sığdırsam satırlara, saklasam saksının derinine. Sulayınca çiçek büyüse, kaybolsa satırlar ve ben de artık yaşamaya başlasam.