Ölüp ölüp dirildim yüzyıllar boyu. İhanetin keskin bıçağı saplandı göğsüme, zehirlerin en tatlısını yudumladım, geceyi yalancıların koynunda sabaha bağladım. Korkuyla doldu yüreğim ama cesurca baktım riyakarların gözlerine. Gölgede bekleyen şeytanı gördüm, kanatları kırık garip melekleri de ve aynada kendimi. Ardımda belirdi bulanık simalar, yaşamı tanıdım gözlerinden aşkı tanıdım belirsizliğinden ve nihayet ölümü sabırsızlığından. Gölgesizdim çünkü yoktu iltimadım ışığa ve yokluğuna. Soğuk esintiler yokladı benliğimi. Sınadı beni, bensizlikle. Ve öldüm ben, olması gerektiği gibi. Bir adım kaldı geriye bir de ayak izlerim