Tarçın kokulu bir güz sabahı

Loş bahçelerde sızımızla gezinirdik biz.

O yeşil memlekette

Doğa ve tarih kucaklaşırken,

Oysa ne yalnızmışız biz.

Şadırvanda şakırdayan su kadar...

Kendimize yakın,kendimize uzak.

Gitmeye gidimli,kalmaya yeminli.

Zararım dokunur diye ince düşünüp,

Yahut geniş gönlümüze dar avuntular bulup

Sağlam kaybedenlerden olduk biz.

Çocukluğun masum kaçamaklarını, 

Yaz akşamlarının sıcak bakışlarını, 

Bekleyişin notalara dökülmüş zarif tınısını, 

Kendimize adanmışlığımızı-

Arayış-bulamayışlarımızı,

Yine kendimizde, kendimizle kalmışlığımızı-

Otogarda o son vedada el sallayıp uğurlamışız biz.

Biz güzel, baya güzel kaybetmişiz.

Ama ne de güzel vazgeçmişiz,

Doğrusu çok güzel yitirmişiz.

Bu asır bizi unutmasın

Kalakalmış anılardan doğanız,

Ve elbet yeniden-yine doğarız biz.

En çok da kendimizden.

Bıraktığımız yerden.