Bu işte, bana düşen kısımda.
Bu işte senin bana verdiğin sorumluluklarım.
Bu işte, işte bu!
Farkına varabilmeliyim önce.
Seni yıllardır göremiyorum.
Arayamıyorum sürekli,
Senin benden beklediğin gibi.
Yine de senden başka sözüm yok.
Hep sen derim.
Öyle zannederim avunurum.
Sürekli seni görme hayalim,
Sürekli beni gördüğün düşüncesi.
Bana biraz meşakkatli bu yollar
Biraz da senden bahsedelim.
Hep senden bahsedelim
Senin için zor mu beni bulması.
Değildir bilirim.
Sınarsın bilirim.
Ama nerede bizde o eski insanların takati.
Sana kolaysa geliversen.
Biz vazgeçmelere yenildik çoğu zaman.
Sen nerelerde olursun o zamanlarda.
Üzülür müsün?
Sarılasın gelir değil mi bana?
Ben öyle hissederim çünkü.
Seni kırmak gibi bir niyetim yok.
Öyle anlama.
Biliyorum sevmediğin şeyleri de yapıyorum arada.
Yine de seni arıyorum hep. Oralarda da.
Sevmiyorsun gibi.
Dedim ya nerede bizde o eskilerin takati.
Seviyorum deyip yollar aşan,
Bir sen uğruna binlerce kez kendini feda eden.
Neyse.
Sen gel artık.
Gerçekten gelmelisin.
Sen hep geliyorsun değil mi aslında.
Kokunu duyuyorum günlerce.
Ben nereye kaybolurum o zamanda bilmiyorum.
Ne biçim bir asiliktir bu.
Elimi tutmaya geliyorsun.
Ben kaçırıyorum gibi elimi.
Kaçırmıyorum ama
Kaçırır mıyım hiç?
Bilemiyorum bazen.
"Güç yetiremez"im sanırım.
Gücü senden başkasında göremedim ki.
Sen gel ara bul.
Tut elimi
Bırakmazsın eminim.
Tam tersini beklersin,
Bir gayret iç nefesimde.
Her bir seslenişimde bunu görmek istersin.
Mülküm senin. Gel.
Yoksa sana böyle demem asilik midir?