Adına kaç satır birikir bilmiyorum
Sert bir akşam ayazında
Yine akşam ayazı diyorum
Çünkü ellerim üşürken
En çok ellerini tutmak isterim.
Sert bir akşam ayazı tokatlarken beyaz ve soluk yanaklarımı
Bilirsin en çok yanaklarımı öp isterim.
Hangi izmaritin sarısı kaldıysa tenimde
Bilirsin ben biraz soluk tenliyim.
Gülsem
Güldüğüm bile belli olmaz hüznümden.
Sana bu şiiri ilk kez
Denizi olmayan bir şehirden yazıyorum.
Bu ne demek bilirsin.
Sırtımı dayamadan maviye
Ve yetmişlik rakı açmadan da
Seni yazabilirim.
Son günlerde kendime açtığım savaşı
İşte bu sert mavisiz ve rakısız ayazda kaybetmek üzereyim.
Bilirsin parmak uçlarımda yürümeyi severim.
Ellerimi açıp iki yana
Ha düştü ha düşecek bir çocuk gibi
Bilirsin,
Parmaklarım acıyana kadar seni yazabilirim.
Epeydir sensiz kaldı bardağın boş tarafı
Sana bunları ince belli bir boşlukta
Tenime demir gibi çarparken akşam ayazı
Sana bunları,
Parmaklarım öksüz ve sensizken
Ve tırnaklarım yırtmıyorken göğsümü
Sana bunları
Hâlâ daha çocukken
Hâlâ basmıyorken kaldırım çizgisine
Sana bunları
70'lerden kalma bir şarabın ucunda yazıyorum.