Klişeleşmiş kelimelerden arınırken teker teker,

Hiçbiri klişe değilmiş, gözlerinde anladım.

O kadar bahsetti ki şiirler gözlerinden,

Seninle tanışmadan önce, usandım.

Virgüller nefestir, noktasızlık uçsuz bucaksız,

Hepsi de teoride, kafiyede tamamdı.

Şairi şiir yapmaktan başka neye yararsın,

Yürünen yollar veyahut yanım, sensiz.

Ömrümce görmedim böyle bir özlemek,

Yanımdayken dahi sevgim kadar şiddetli.

Bildiğim şarkılar derman da olmuyor artık,

Sana yeni türküler, ağıtlar yakılmalı.

Sanki kalbim eriyor da içine akıyorum,

O kadar mey afallatmadı; sarhoşluğunda dudaklarım.

Saklanbaç oynayalım istiyorsun, ustayım,

Görmek istesem de seni, sobelemeye kıyamıyorum.

Öyle çocuksu lezzetin, hasatta bağ bozumu gibi,

Yokluğun musalla, varlığın musarrat.

Korku ve elem kaplıyor vücudumu,

Sahra'da kumdan başka bir şey mi görmüşüm?

Oysa elin, değdiği meskeni yeşillendiriyor,

Tutmak konusunda dehşete düştüğüm ellerin.

Aynı ben gibisin ve tanıyamıyorum yanımda kendimi,

Dediğimden mütevellit yok oluyorum; akıyor sana içim.

Gazellerle dolu içime bahar getirdin,

Bahçemden sildin süpürdün tüm kuru yaprakları.

İçerimde yığın yığın ettin hepsini,

Bilemedim giderken hepsini ateşe vereceğini.

Yavanlaştı aldığım lezzet, nefes sensiz,

Yalan dünya der geçerdim; onu dahi yalan ettin.

Tuzağına düştüğüm için çok da şikayetçi olmasam da,

Keşke sevmeseydim.