Gördükten sonra gözlerini, gözlerindeki ışıltıyı

Islak dudakların arasından parlayan dişlerini

Bir elması taşır gibi başını taşıyan ince boynunu

Başka gelmeye başladı her şey,

Bu nasıl, ne kadar, niye güzel demeyi bıraktım

Sanat gibi geldin bana

Sen sanattın ve sayende gördüğüm her şeyde sanatsallık peydah oldu

Kahvenin köpüğü, çayın bardağa dolarken çıkardığı ses 

Evimin penceresinden görünen manzara

Çocukların bağırması, yere değen süpürgenin sesi

Sevinç çığlıkları, kaba bağırtılar

Her şey inceldi belin gibi

Her şey sanat oldu

Ve ben, hem senin hem de her şeyin en daimi sanatseveri