Ben sanırım bugün o gün veya başka bir gün
Diye düşünmekten yoruldum
En sade kelimelerle kalakaldım
Hiçbir yere varmayan, hiçbir yerden gelmeyen
Hiç kimseyi sorgulatmayan, herkesin sevgisini kazanmış
Bir dizi kelimeler
Nasıl olur bilmiyorum
Nedenleri merak etmiyorum
Kimsin sorusuna artık bir önemi yok diyorum
Günaydın demek mutlu ediyor
Fakat iyi geceler diyemiyorum kimselere
Ben de olan biteni kendime anlatıyorum
Bir sayfa açıyorum boşluğa doğru
O sayfaya kendimle ilgili her türlü itirafı yazıyorum
Ne bir adım geri ne de bir adım ileri atıyorum
Gerçeği sahteden ayırmaksızın
Her türlü şirazesiz düşünceyi bir bir lehimliyorum
Lehimliyorum cızırtı yapan her bir sesi
Ve sabahları damlayan o yüce efendilerin
Bisiklet pedalıma sürdüğü o kokuyu,
Çimen yataklarıyla örtülmüş nehirden gelen
Seferi ocak fırtınalarını kasıklarıma kadar zımparalıyorum
Tayfun ordularının başkumandanı, general lakabıyla yanaşıyor bana
Kasıklarımı içime çekmemi söylüyor ve pedalı geriye çeviriyorum
Zincirleme bir zaman fırtınası kopuyor siperlerde
Birilerinin kellesi kesiliyor, göğsümü koparıyorum
Yapmayın! diye bağırıyorum
Onun ölmesi gereken daha birçok gün var!
Celladın kemeri sırıtıyor bu sözlerime
Dudaklarım kapanıp açılıyor
Kurtardım seni! diye haykırıyorum
Öpüyorum boyun kapaklarından
Böylece bir isyan bastırıyorum duvarların içinde
Rektumu azmış bir maymun bana madalyamı takıyor bu yüzden
Takarken kulaklarıma ahlak fısıldatıyor
Ne hakla!
Tek hamlede madalyayı sindiriyorum
Sindirmemle birlikte bir çıkıntı var oluşuyor karnımda
Anneliğimi okşuyorum, sonra bir kaldırım taşı dayıyorum karnıma
Ve sanki daha dün haberleri izlemişim gibi doğrultuyorum karnımdaki bebeğe
Bebek bana bakıyor ve gözlerindeki plastiği ağlıyor
Sesindeki kelime yetersizliğini hissediyor boğazım
Bir tümör yutuyorum kanımı yavaşlatmak için
Bebek bacaklarıma sarılıyor ve babalığımı benden geri alıyor
Küçülüyorum, süzülüyorum ve ben artık son defa ben oluyorum
Gözlerimdeki yorgunluğu silkeliyorum,
Bileklerimi ovuşturuyorum
Beklenilmeyen hiçbir şeyi artık ben beklemiyorum
Bir rota beğeniyorum kendime
İnsanlığımı yavaş yavaş hissediyorum
Bir çift akılsız sadakat sürtünüyor mutluluğuma
Artık anlıyorum
Ben sanırım bir çınar ağacının altına oturup
Sırtımı çimenlere uzatıp
Ellerimi başımın altında kavuşturmak,
Gözlerimi kapatmak ve ardım sıra düşen yaprakların hışıltısını dinlemek,
Kulağımda birtakım melodilerle birlikte hayallere dalmak istiyorum
Sayfayı kapatıyorum