Bir şeyler değişti sanki. Oturup sigaramı tüttürürken içimi kemiren, tedirgin eden o his. Sonbaharda sararıp ağaçtan yere süzülen o yapraklar gibi ruhum. O Yaprağın tekrar dallanıp budaklanması için önünde iki mevsim var. Peki ya benim kaç mevsimim var önümde?
Gecenin karanlığında o boşluk dahada koyulaşıyor sanki. Güneşin ulaşamadığı o karanlık, ay ışığında yüzünü gösteriyor. Bir zamanlar dünyayı duymamı dokunmamı, hissetmemi sağlayan her duygum kangrenleşiyor. Zamanla dahada yayılıyor ruhuma.