Uzun soluklu düşüncelerimizi, daha anlaşılır kılmak adına kullanıyoruz bu kelimeyi.


Kendimize bazı gerçekleri itiraf ederken mesela. Sanki deyip başlayınca daha kolay oluyor mevzularla başa çıkmak.

”Sanki kapılıyorum gittikçe alışıyorum.”


Ya da çok zor bir şeyi basitleştirip büyütmemek için kendimizi inandırmak isteriz.

”Sanki ölmemiş de derin bir uykuya dalmış.”


Kendimizce imkansız şeylerin olduğunu gördüğümüzde ani bir sevinçle sıralayıveririz.

”Sanki bir rüyanın içindeyim.”


Mevzulara göre değişen ruh halimiz yönlendiriyor bizi. Ufak bir şeyi abartırken bağıra bağıra söyleniriz.

”Sanki ölüyorum bu baş ağrısıyla.”


Çokça kırılırız, bazen kırıldığımızı da apaçık ortaya koyarız bununla.

”Sanki hevesim hiç kırılmamış gibi.”


Daha önce yaşanmış mevzuları iliştiriverdiğimiz de oluyor.

”Sanki geçen sefer gibi olacak.”


Ve daha niceleri. Sankilerin yolunu yönlendiren bizleriz. Ve bizim de öyle sankilerimiz olsun ki bize umut getirsin. Zorlar, olmazları kolaylaştırsın ki önümüze bakabilelim yoksa çekilecek dert değil. Kötüyü çağırmayalım ki çoğalmasın!