yalın ayak ruhum dört yana neşretti.

papaz okulundaki çocuklar gibi ayıldım.

altımda taş yatak, üstümde kış üşümesi.

tedavülden kalkmış hislerim saçıldı,

eşiğimden kayıp koridorda nemalandı.

 

bulanıktı düşlerimin suları.

ters düz olmuştu on yedili yaşlarım,

kalbimin barutu ıslansa da sahiden,

betonarme perhizleri delip geçer avuçlarım.

 

başımda kaynar sular ve anlam arayışı,

gözlerim birer zelzele, tenimde çığ.

yalınlığımla tokuşturdum şarabı,

göğsümü esaslı bir loşluk sarmış,

atom dolusu çökmüş kül yağmurları.

 

çarklar istop etmiş, zamandan paydos.

askıda çifte fötr şapka sallanıyor.

halim onuncu yüzyılın astro çıkmazı

eksi santigrat ve tayga'da donmuşum.

üzerimde zaruri eylemsizliği istibdadın.

çünkü hücreme varan dehlizde,

zihnimin puslu sanrısı;

ben, gölgen ve sen vardın.