Baksana bana omzundayım Çukurca'nın

Soluğum adi bir terzi makasıyla kesilmiş gibi

Yoksa da arıyorum bir tür çiçeği rengi salim

Bana öyle şeyler söyle ki karşıya geçmeyeyim

Bana bir şey söyle gönülsüz badeler içip

Benden bir can al geri vermek için


Şimdi düşkün bir şehrim

Başımda yolsuz padişahlar

Simdi küskün kardeşlerim

Şimdi sütlü macunlar doluyorum körpe çocuklara

Yorgunum zavallıyım hastayım

Ama hasada hazır bekliyor ekin


Sana savaş masalarında yemekler sunuyorum

Seni savaş masalarına porselen yapıyorum

Seni savaş cephelerinde köstebek biliyorum


Elinin biri soğuk diğeri Bangkok

Delinin biri beni soruyor

Geminin dümeni kırık

Feneri ağzımla tutuyorum, lütfen önden yürü

Sangriadan ve senden nefret ediyorum


İnsanlar yanından geçip gidiyor

Geçip gidenler seni unutmayı göze alıyor

Gözlerimi kapatıp rastgele ülkeler gezeceğim

Her seferinde parmaklarımla Pasifik'i seçiyorum

Pasifik'te yüzelim, lütfen ölmem bugün

Tuzlu sudan ve saçlarından nefret ediyorum


Gözlerinin arasında ticaret yolları

Kavgaya tutuşmuş hüküm için milletler

Taşındığım mahallenin komşulukları

Ve yıllanmış fırınlar kokuyorken sen

Ben kaybediyorum

Tüm gücümle zıplayarak başladığım kavgaları

Ben kaybediyorum, lütfen önden yürü

Kazanmaktan ve senden nefret ediyorum


Sur uçlarında itilmeseydim

Dertlerine biraz daha yoldaş dumanlar bul diye

Tüm nefeslerimi sana verecektim

Dur uçmalarıma kanma

Kanatlarımı kırıp ellerine koyacaktım

Kar yağar burada ama aldanma

Karlar toz olur

Ben ölüyorum, lütfen önden yürü

Güneşten ve senden nefret ediyorum