Hayata dair o kadar çok şey söylenebilir ki...

Neyin ne zaman olacağı belli olmuyor maalesef, o yüzden her gününüzü son günmüş gibi yaşamanız dileği ile... Motor kullanıyorum ben, motorumda geçen hafta ufak çaplı bir kaza geçirdim, sol dizim şişti sadece ama daha kötüsü olabilirdi dedim hep kendime. Oturdum uzun süre düşündüm ne için yaşıyorum ben diye sordum hep kendime. Ders niteliğindeydi aslında bu yaşadığım kaza, iyi mi oldu kötü mü oldu dersek eğer sadece şans diye cevap verebilirim bu sorulara.

Beşinci günün sonunda tekrar motorun üstünde işe geldim, eğer yapmasaydım bunu o cesareti bir daha bulamazdım belki de kim bilir. Ama üstüne çok düşündüm, hayat gerçekten çok kısa ve kuşlar gerçekten uçuyor. Bizler ise bir aşk telaşına kapılmış gidiyoruz. Aşkımızın yanında mesleğimizi icra eder duruma gelmişiz farkında değiliz sadece. Farkında olmalıyız aslında bazı şeylerin, fakında olmalıyız ki o değeri görelim o yaşamı hissedelim. İllaki bir şey mi yaşamamız gerek? Burada mesleki deformasyon yapacağım maalesef, iş kazası geçirmeden önce önlem almıyoruz. İş yerlerinde mutlaka ki bir şey yaşamamız gerekiyor ki önlemini alalım. Hayatta öyle bir şey aslında acıyı yaşamadan güzelliklerini göremiyoruz. Acıyı yaşamadan önce güzellikleri daha çok güzelleştirebilmek varken biz hep o kazayı geçirmek için kendimizi ona sürüklüyoruz sadece. Aslında şöyle bir bakınca yazım kendisi ile çok çelişti gibi hissettim. Bir diyorum ki yarınlar yokmuş gibi yaşamak gerek bir diyorum ki bazı önlemleri almak gerek. Siz siz olun beni dinlemeyin bence bırakalım hayat bildiği gibi gelsin. :)