Mahkumuz dünyaya

mahkumuz yazıya

mahkumum sana ve mahkumum deryalara

ne bitmez bir açlık bu

gözüm kapalı, açsam geçecek

belki sevecek beni

bu doyumsuzluktur

acının doyumsuzluğu

hazzın ve aşkın en usta ellerde yoğrulmuş halinin doyumsuzluğu

o eller benim, o dudaklar, o gözler benim

ellerim yoğuruyor bizi

dudaklarımdan dökülüyor kalbimden geçen sözler, bir şelaleye dökülür gibi

gözlerimse sadece süzüyor...


başı olan ama sonu olmayan bir şelaleye sarf edilen sözler

sadece senin kulakların duyuyor

sadece senin bedenin hissediyor sözlerini

ve ben biliyorum

sevdim, sevmiştim, seviyorum hatta sevmek istiyorum demiştim

yıldızlar kadar.