Gözümün kapağını kaldırasım yok bugünlerde. Ruhumun sarhoşluğunda dünyam dönüyor. Kafamı yasladığım duvara ninni fısıldıyorum. Çocukluğumu anllattığım ağaçbüyümüş. Meyvesini kokladıkça cebimde misketlerimi hissediyorum.
Hayallerim tavanda salkım salkım.
Şarabında duş alsam bu kadar sarhoş olmam. Açık camımdan mazinin rüzgarını duyuyorum. Saçlarının kokusu maziden burnuma çarptıkça kırk yıllık hatrı olan kahveden kırk fincan içmiş gibi ayılıyorum. Güneş doğuyor dağların ardından da bacam tütmüyormuş gibi oluyorum. Ayıldıkça çıplak, çıplak kaldıkça titrek dudağımdan süzelen nefesimde ısınıyorum. On yıl geriden gelen yankıyla şarkı çığırıyorum da on yıl sonra gelen sesin çığlığım olduğunu fark ediyorum. Ruhuma masaj yapan evimin kasvetine hayatımı anlatıyorum. İçtikçe mutlu oluyorum sanıyorum da ayıldıkça yediği küncüde boğulan serçenin son çırpınışını buluyorum.