Güneşin göründüğü her gün sarı bir bültene çalıyor teninin rengi. Güneşin doğuşundan ya da güneşin batışından değil. Seni arayışımdan ya da seni buluşumdan da değil. Yalnızca teninin rengi tutuşundan... Şimdilerde ise daha iyi anlıyorum, bir günün ne demek olduğunu; gecenin çöküşünü ve siyahlara bürünmenin korkusunu. Kelimelerin anlamlaştırılmasından, seni ifade edecek olan cümlelerin yazılışına kadar, bir bütünü daha iyi anlıyorum. Ancak seni anlamanın ötesine geçemiyorum. Geçemediğim kadar da senin için daha fazlasını öğrenemiyorum. Ne kadar zor olduğuna dair bir fikrin var mı Versa? Aramadan önce kaybolmanın; kaybolmadan önce ise bulmanın, ne kadar zor olduğuna dair bir fikrin var mı? Çünkü benim yok. Olmadığı kadar da yoksulum bilmekten... Sarı bir bültene çalıyor teninin rengi bu sabah. Bir his burada olmadığını hatırlatıyor bana. Bu sessizlik bir sis perdesi gibi yayılıyor odama. Nefes almak sis yükseldikçe zorlaşıyor. Bütün bu aidiyet ya da kendimce oluşturduğum sahibiyet, hüzünden ağır bir yüke evriliyor. Devrilmemek için yalnızca gözlerimi kapatabiliyorum. Gözlerimin kapalı olduğu her saniye ise seni görüyorum. Bu görüş kurtulmanın ötesinde farklı bir boyutta acı veriyor bana. Öyleyse uyanmalıyım bu rüyadan ve uyanıyorum da, inan bana Versa... Ancak ne bir kâbusum hayalimle ne de bir hayalim kâbusumla eşleşiyor. Yalnızca anlamını bilmediğim sözcükler uçuyor havada. Sarı bir bültene çalıyor teninin rengi bu gün batımında. Zaman ise diğer bütün renkleri çalıyor yanı başımdan. Akreple yelkovan da gezdiriyor parmaklarını saçlarımın arasında ve bir ikilemin arasında irkilirken buluyorum kendimi. Seni bulmak için feda etmem gereken şeyler ve seni anlamak için muhafaza etmem gereken şeyler... Söylesene Versa, ne kadarım bana ve ne kadarım da sana aittir? Çünkü bu soruya yanıt verebilmek için önce kendimi, sonra da seni çok iyi tanımalıyım. Bense her ikisinde de çok başarısızım. Yardım et Versa... Seni bulamamanın ağırlığı günlerin saniyelerine işliyor ve etimden derim çekiliyor. Acı veren bunca şeyin içerisinde sarı bir bültene çalıyor teninin rengi bugün. Ben de ışığın yayıldığı noktadan siyahlara bürünüyorum.