Ardına bakıyor karısı, kurtarılmış olanın

Kurtlar sessiz uluyor ay pervane

Ardınca gidiyor günahkârlar -izliyor sessiz

Hamur kokuyor mayasız elleri ayanın

Günahkârlar soruyor

Deviniyor gökkubbede görülmüş işlerin kamçısı

Günahkârlar güveniyor çatlak uzak görünüyor

Ardına bakma kadın

Ardınca gölgelerin varken

Ardına bakma kadın dönme o yere

Geride kalmış bir yıkık ev

Ardında gölgesi heybetli tahtının.


Ayanın elleri çilekeş

ve hamur kokuyor mayasız

Art arda ardasızlar dizili

Tonyaklı bir cazibe sarmış idi

Sizi bizi kimimizi

Sıranı bekle kadın şimdi

Şimdi gökkubbe parladı ve gürledi

Ardına bakınca iş işten geçti

Şimdi sıranı bekle giden gitti


Testiler dolaşıyor ellerde

Kuyruk olmuş susamışlar

Muhtaçlar bir yudum içmekliğe

Bu harabe tutkuların esirleri

Bu kararmış inciler

Ah bu sararmış dişleriyle

Isırmak istedikleri etten kemikten

Bir sıra insancıklar ezilenler


Hepsi zincirli

Görünmez kağnılarla toz oluyor

Ezilen hatırlanmaz yerleri

Birtakımı keçilerin çektiği

Paslı çivilerle etlere çakılı

Sarı çiçekleri solmuş

Karasına kırmızı çalınmış kağnılarla ezilen

O mefhumsuz o simasız yerleri.

Mukaddes bir nilüfer bekliyorlar

Sudan akıp geçse ya umutları yamacından

Ah o sararmış dişleri hala

Hala ısırmak derdinde bir tutamından sevincin

Kalmış gibi umut kovalayan zavallılar

Onlar kendileri için son umutlarla

Bazı kağıttan gemileri yaktılar

Çıra yaptıkları nefsleri şahit şimdi

Bir çocuk vardı içlerinde

En son günün şafağında

O da terk etti.


Kadın sıraya düşmüş

Kurtarılanın karısı sıraya düşmüş

Ey ahali bakın görün!

Sarıya düşmüş

Bakar olmuş bir testiden suretine

Selsebildi yüzünde ışık

Bilmezden düşmezden önce


Bir başkası perde dokuyor

Kan kırmızı uğur böcekleri kanatlarından

Kuşlarla aralarına çekecek

Sıradakilerle kuşların arasına gerecek

Duymaz olacaklar kırlangıçların vaktini

Ah cadı!

Bize de biç bir kaftan

Kanatları olsun billurdan

Havalanalım bu hamursuzların yarından

Elma kokan bir tepeye konalım

Kaftanımız ipekten

Döşeğimiz sedirden.