dirilerde bi hal var, ölmek kayıp komiserim.
boşluklara merhaba ve derken gün bitiyor. bir
çiçek bir böceği hiç durmadan ayartıyor; göğe
gece uğramış, zindan basmış sokağı. gardiyan
hapşırınca "meşşşru" diye ses çıkıyor.
çok yaşayalım. çok yaşayalım da... allah aşkına
söyleyin, neyi çok yaşayalım komiserim? elimi
tutan ellerim var, dokunduğum yerlerden hep
kendime kast ediliyorum. bana bulaşan kadar
hayat, selam verdiğim kadar yüz, üşüdüğüm
kadar fer... beni de kilim gibi bu boşluğa seren
var; üzerime basanlar tarafından düzenli
olarak mest ediliyorum.
oysa şu karakolun üzerine yemin ederim;
belinizdeki kelepçeniz var ya komserim,
yalnızca bileklerimi derdest eder. şu silah
patlamasa gül sağıra al görünür. sizi bütün
diri niyetimle temin ederim; suçum çok ama
bahçeleri sınırlarından eken de ben değilim.
ben değilim kül olmadan rüzgar soran
kervancı. doğruyu ama sadece doğruyu bir
başına ne edebilirim?
getir ayrancı yoğurda vurulmuş sudan.
içelim diyordun iç de yokluğun kurusun.
getir aşk zırhına dökülen nardan, bizi yaksın
soğusun. cezasını merhem bilen cehennemin
dolusuyum; tesir altındayım komiserim, beni
kimden ne korusun?
dirilerde bir hal var, ölmek ayıp komiserim.
yaşamak fırtınadır, şartların ekini kelek. şu
göğsümü kıranı bul, en sevdiğim şarkıyı koy.
kader plağım çalıyor, adımı böyle koydu felek.