Kaybetmedim ama kazanmadım da
Sarıya olan öfkemi siyaha boyuyorum
Artık güneşi izleyemiyorum
Ellerim sıkışıyor bazen tutunamıyorum
Hiç çocuk olmadım ki
ağlayamıyorum.
Tiksiniyorum her zerremle
Hiç oturmadım. Dikildim. Sonuna kadar kendimi savunacağım.
Giydiriliyorum.
İstemeden çekiliyorum içimin kendi mahzenime
Ama kendimi yine savunacağım
Sarılacağım o çamaşırlara.
Saflığı temizliği yıkanmış çamaşırlarda arayacağım.
Belki gözlerinde arayacağım. "Sağır sultana kadar duyurduğun fedakarlığı."
Kimsesiz çocukluğumu yamamaya kalktığım Nilay okuyacak bu dizeleri.
Hissedeceğim okudugunu ve yaşlanacağım. Her biri sırayla teker teker atlayacak yanaklarımdan
Dört bir yana koşuşturacaklar arayacaklar eski neşemi.
Tiksiniyorum her zerresiyle tekrardan
Üzerime yapışmış narsizimden arınmaya çalışıyorum her gün
Yırtıp atasım geliyor bir çul gibi
Umursamak istiyorum her bir insanı
Çıkıyorum merdivenleri
her bir basamaktan atlıyorum
Giriyorum kutuya
Yaşıyorum bugünü daha
Kedi bile rahatsız bundan
Rahatsız olunuyorum varlığımdan
Her bir felsefe taşı üst üste konuluyor içimde
Yine de varlığımı okşuyorum
.... olmaktan daha öte olduğumu kafamı vura vura kanıksatmaya çalışıyorum
Bazen kesiyorum ki bedenimi ruhumu çıkartayım içimden
Tiksiniyorum aşk diye adlandırılmış cehaletin sonu olmaktan
Paçavra gibi savruluyorum yerden yere
Giyiniyorum tekrar zırhımı
Kuşandım kılıçlarla
Mor alnım daha
Güvenli bölgeye geçmek istiyorum
korunmaya geçiyorum her bir adımda
Sahi derdi ne bilmiyorum
Bağlanmadım vallahi bağlanmadım sevilmek istiyorum sadece,
Koşulsuz dedikleri...
Hiç yaşamamak isterdim
Hiç tanınmamak
Öyle tiksiniyorum ki dokunamıyorum bile aramdaki bağ'a.
Bu bulutların belirginliğini,
Dağların arkasını
Güneşin gökyüzüne saldığı mor rengi biliyorum
Yaşadım, tattım. Yitirmek istiyorum.
Tiksiniyorum her zerresinden bitirmek istiyorum.
Tiksiniyorum artık tanımamasını istiyorum beni..
Kim bu sahi gözlerindeki kimsesiz ben?
Kimsesizliğimi koltugunda sergilediğim Nilay hatırlayacak belki. Acıyla gülümseyerek.
Küçükken kirletmemeye çalıştığı pijamaları hala göz yaşlarıyla dolu mu diye soracak kendine.
Tutunmaya çalışıyorum bir yerlere
Fırtınam çok öfkeli
Ben bir gemi
İçinde yaşamaya zorlanılan.
Kendime olan zorluğum
Yelkenlerim yetersizmiş.
Güneş açmaya çalıştıkça, daha da sertleşiyor havam.
Yola çıktım
Belki denizlerinde
bulacağım. "Sağır sultana kadar duyurduğun fedakarlığı."