İçim, virajlarla kıvrılan upuzun bir yol.
Kesemediğim ip, kangren edince rûhumu,
Yıkıldı bedenim, yıkıldı sırtımı yasladığım dağ!
Mesken tuttu hüzün, sevmiş bu köhne diyârları.
Bir güvercinle göndersen geri gelir, çâresiz.
Bin savaş atlattım da bir savaştan sağ çıkamadım.
Ben; bir uçurumun eşiği, gecenin dinmez sancısı,
İlikleri üşüten ayaz, kapanmayan bir kalp yarası...
Sönmeyen ışıklar bulmaktı, yegâne emelim.
Limanına ayak basamadığım o uzak toprağı,
Çöpe attı, durmadan kanayan ellerim...