Koskoca bir savaşın içindeyim. Bütün cephelerimden yenilgi almışım da son cepheyi de kaybetmemek için canımı koymuşum ortaya. Öyle değersizleşmiş ki canım, uğruna feda edilebilecek onlarca şey varken en ön safta yer almış. Gözden çıkarılmış, yok sayılmış ve aşağılanmış. Buna rağmen kirlenmemiş. En büyük zafer kirlenmemiş ruhtan başkası değildir. Yeniliyorum ve bu kolay değil. Yenilmek yenmekten çok daha zor. Ben defalarca yenildiğimden biliyorum. Yine de son bir nefesim var alınmayı bekleyen. Onu da hayata hediye etmek üzereyim. Zaten kazanmak falan da umurumda değil. 


Son cephe de kapanana kadar savaşmaya devam edeceğim. Belki biri de mermi değil çiçek atar, bekliyorum. İçimde darbe yapacağım, gücüm yok. Gülümsüyorum. Belki de en büyük darbeyi böyle yapıyorum, kim bilir? Duvarlar örüyorum, deprem oluyor. İçimdeki her şey öylece bir kenara dağılıyor. Topluyorum. Mecalim tükenene dek buna devam ediyorum. Sonra sesler azalıyor, kendime dönüyorum. İçimdeki çocuk beliriyor, sarılıyorum. “Biz kazanacağız,” diyorum. “Elbet bir gün biz de kazanacağız.”