Şimdi ben boğazıma düğümlenen, gözlerimi dolduran, yüreğimi dağlayan tüm bu acılardan sonra bir nefeslenip yürümeye devâm edeceğim. İçime sıkı sıkı bağladığım o yorgun umutlarla gülümseyeceğim. Gözlerime bakanlar, her şey günlük güneşlikmiş zannedecek. Uğruna savaş verdiğim şeylerin altında ezilip paramparça olduğumu, kamburumun sırtımda değil rûhumda olduğunu gör(e)meyecekler. Neden mi? Çünkü her insân, içinde kendi savaşını t'aşıyor. Savaşın tozundan dumanından görüşü azalıyor, bulanıklaşıyor. Nâdirdir ki aynı savaşları verenler, birbirlerini gözünden tanıyabiliyor. Bu da feleğin bize göz kırpışı...