Ve sonra cansiperane savunduğum, gözümde büyüttüğüm her şeyin ufalanışına şahit oluyorum.
Ufalanıyorum.
Başladığım hiçbir işin sonunu getiremiyorum ancak başladığım her iş benim sonumu getirebiliyor. İçinde koşup durduğum, koştukça başladığım noktaya denk düştüğüm bir fare tekeri belki. Çıkana kadar yaşamayacağımı, yaşadıkça da çıkamayacağımı bildiğim.
Kendinden kendine bir yol bulamamak, içinde senden bağımsız çekilmiş hududa karşı koyamamak gibi bir şeyler, ya da hiç.
Düşüncelerinden kaçabilmek adına adımlarını hızlandırmanın absürt tarafı. Her neyse.