Kalelerin surları, askerlerin silahları, kedilerinse patileri var. Fakat insan gönlü savunmasızdır. Her türlü topu, mermiyi ve çiziği alır içine. İnsan gönlü sevdiğine açıktır. Öyle ki bazen gelen darbe hissedilenden bile zayıftır. Bazen bir ayrılık, 10 ayrılık edebilir sol tarafımızda. Kalbin matematiği yoktur anlayacağınız. Biri beş, beşi bir sanar. Anlaşmanın tek yolu her şeyiyle sevmektir karşındakini. İşte o zaman zaten savunmasız gönül daha da yaralanmaya açık hâle gelir. Fakat bu aslında gülün dikenidir. Yaralanmaya açık gönül en fazla sevendir; aynı zamanda ilişkiden en çok keyif alan, kendini kasmayan, savunma için ayrıca efor sarfetmeyendir. Tospembedir aslında. Her şey daha renklidir, daha yumuşaktır. Yıldızlara dokunabileceğini, güneşleri yakalayabileceğini düşünürsün, günbatımını başka başka zamanlarda izlemek için. Bu kadar sevmenin karşılığı budur fakat karşılığı alamamanın da durumu ayrıdır. Bir daha asla doğmayacak bir güneş batar, tüm yıldızlar saklanır ve ay bile gizler ışığını. Esirger seni her şeyden; gülmekten, mutluluktan sevgiden... Velhasıl savunmasız bir gönlün başına her şey gelebilir. Risk almak isteyenler devamlı açık tutar bu gönlün kapılarını, almayanlar ise sonsuza kadar kilit vurur da top tüfek gerekir açılması için.