dur artık savurma saçlarını

çok oldu sarhoşum zaten

elma ağaçları vişne yaprakları

bahar bahsediyor senden

ötüyor bir kuş bilmediğim bir dilde

sanki hep senden bahsediyor

üzerime yağan nisan yağmurları

dur artık savurma saçlarını

çok oldu vurgunum zaten


rüzgar değil beni sarhoş eden

bir koku var sende

sende beni mümkün kılan

onulmaz dertler var

ah puslu bir gecede aradığım

ayda yok sende olan

bir gülüş bir iç çekiş var

sende beni mümkün kılan


dur artık savurma saçlarını

bir ırmak çağlıyor içimden

dökülüyor avuç içlerime

oradan kızıl toprağa

yeniden doğuyor güneş

besliyor bir ana süt kuzusunu

bir göç kalkıyor içimden

ırmakların kenarına kuruyor çadırını

sende benim dünlerim var

ne olur savurma saçlarını


sen savurdukça saçlarını

ölüyor bir kuş bilmediğim bir elde