Ben suçluymuşum gibi bakma bana

Ben de bilmiyorum kader ne renktir

Varlığımı eski bir evrak gibi katlayıp iç cebime koyuyorum her seferinde

Ay mı bana düşman ben mi geceden muzdaribim inan bunu da bilmiyorum

Hor görmelere alışığım

Çok görmelere alışığım

Kısacık bakışmalara alışığım

Gücümün yettiğine yetemiyor ruhum

Ben beni kaldıramıyorum bu acı bana yük

Ben çocuk olmak istedim

Yankıları bir köşede bırakmak istedim

Sığınmak istedim

Bu da çok görüldü ama

Baksam ne yana

Arasam yana döne

Varamıyorum sana

Dokunamam yazmana

 

Yasım sana

Yasım vakitsiz doğduğuma

Yalnızım gecenin kıyısında

Çatlamış dudaklarımla seni sayıkladım

Kırgınım ben, ben olduğuma kırgınım

Al götür beni şimdi hala vakit varken

Yarın meçhullerin düğünü var

Yarın bana ne yapar

Göğsümü sıkıştıran bu sancı

Bir lambanın ışığında tüten

İçimin karlı yamaçları

Geçilmiyor inan ben hiç geçemedim

 

Nereden başlayacağımı bilmeden adımlar attım

Gökkubbe sesimi duy gökkubbe

Mahvoluşuma yetiş

Benden önce işlenen günahların ceremesi boynumda

Kırk yılı geçmedi mi sanki bu bekleyiş

Yara izleri

Paslı gülüşler

 

Heykeller kalktı yürüdü de ben mi görmedim

Denize atamadığım taşları mı biliyorsun

Bir kere anlat gözlerimin feri nerede hapis

Çözülmez bir düğümüm ben, benim içimde

Ben bana zor ben bana kıyamet ben bana ne yapar

 

Benim elimde kül

Senin yüzüğünde veda

Ölülerin bahçesinde begonya