Hastanenin bir bankında oturuyorum. Gelen geçen insanlar, akıp geçen hayat… Ben kulaklık takmışımi müziğim akıyor, keza akan tek şey müzik benim için. Zamanı durdurmak istediğim yerdeyim. Hafif bir rüzgar esiyor, hava soğuk biraz. Bu rüzgar çok hoşuma gidiyor. Sigaramın dumanını savuruyor, saçlarımı dalgalandırıyor. İnsanlar ne düşünüyordur acaba bana bakıp diye merak ediyorum. Sonra diyorum ki ne düşünürlerse düşünsünler onların zihninde bir düşünce kirliliği olarak kalacağım. Palmiye ağaçlarının yaprakları sallanıyor. Canı acıyor mudur palmiyelerin yoksa onlar da benim gibi bu hafif rüzgardan hoşlanıyorlar mıdır? Gökyüzü bembeyaz, gözlerimi kamaştırıyor bakınca uzunca. Kafamı kaldırıp dikiyorum gözlerimi. Yavaş yavaş tanecikler oluşuyor gözlerimin önünde. Karasal iklimden gelen biri olarak hayal ediyorum o taneciklerin kar taneleri olduğunu. Özledim kar tanelerini. Muazzamlıklarını. Tanrının küçük lütuflarından biri işte kar taneleri de. Tıpkı bazı insanlar gibi