hâlihazırda kurulmuş bir düzenim vardı benim
her sabah, kapımın önünden geçen renkli gözlü kadınların çetelesini tutar
ve çatlak dudaklarımla onlara öpücükler
gönderirdim
âdetimdir benim, seslenmezdim onlara
bu yüzden tanımazlardı beni, bir gün aralarına karışsam bile
kendimi kandırmak öyle hoşuma giderdi ki
kimi zaman bir işçi gece vardiyasında
kimi zaman duvarlarda kayıp ilanıydım
penceremin önünden geçen kadınların renkli gözlerinde ve kollarının arasında
bir sabah, duvar saatim 6'yı gösterirken
içlerinden biri çıkageldi
çift kişilik masanın kalan tek sandalyesine oturup
başından neler geçtiyse teker teker anlattı
bir şehir kasabasında
elinde boya paletiyle
tüm düzenimi değiştirip
kendinden parçalar bıraktı.
Arslan