Ve şiir, şairlerin elinden
Olmamış şairin eline geçti
Şimdi yazık diyebilirsiniz
Yazılacak her söze.
1.
İşte vücudum,
Karınca sürüsünün
İstilası altında
Yo, yo
Topraklar sarmadı beni henüz
Ölümü tiksindirecek yaşta değilim
Bilakis ölümü dost belleyecek
Dimdik yaşamaktayım
Eskilerin deyimiyle
(Ah, o eskiler!)
Turp gibi
Evet evet, turp
Bir ot gibi yaşamaktayım ben de.
2.
Benden öncekiler
Şehrin uzaklarına, dağlara, mağaralara sığınmışlardı
Yalnızlığı en derininden yaşamak için
Bense
Çarşılardayım; pazarlarda, şehrin tam da ortasında
Yalnızlık, ah o güzel yalnızlık, aşktan büyük yalnızlık
Çileler, çelikler, çileksizler içinde değil de
Nerede yaşanılabilirdi?
3.
Beni bu garip diyardan
Alıp götürecek şey
Bir akarsuydu sadece
Yaşadığım bu diyarda ise
Hiç akarsu yoktu
İşte, nicedir
Demeye çalıştığım şey bu
Eskiden varmış halbuki
Diyorum ya
Ben o zamanlar yaşamalıydım
Yirmi birinci yüzyılda değil
Tıpkı
Yirmi birinci yüzyılda yaşayan herkes gibi.
4.
Donuk gözlerim var benim
Öyle ufka, dedim ya
Şair bakamam
Gecelerim yok benim
Gündüzüm avare
Vaktimi üçe beşe ayıracak da değilim
Dünümü unutmuş
Bugünümü
Bugünümü yazmak ne kadar da zormuş
Yarınıma ise şimdiler yaklaşamaz.
5.
Dün, nefret kustum diye
Bana düşman gözüyle bakanlar
Hiç sormazlar mı
Gözlerimi kapattığımda
O küflü ekmeği kim yedirdi
Ah,
Ağlamasan üzüldün demeyecekler
Ağlasan, ne gariptir ki gösteriş
Ne kadar hazin
Öyle değil mi?
6.
Artık anlaşıldı
Yaşamaya da
Ölmeye de
Değmezmişim
Bildi insanlar
Öyle kederli bir
Yalnızlığım da yokmuş
Öyle sevinçli bir
Dostluğum da yokmuş
Tutsakmışım
Belki değil dört duvar arasında
Fakat
Bilmem kaç bin kilometrekareye
Suçluymuşum
Gördü insanlar
Vakti yok saymak uğruna
Var olmak hırsına kapılmışlardanım
Ve bildi insanlar
Kim dost
Kim düşman.
7.
Laf fazla uzadı
Şair olsaydı
Böyle olmazdı
Ey, şehr-i yar!
Şehri yarmak gerek bugün!
Artık yazık diyebilirsiniz ey insanlar
Yazılmış her sözün ardından.