Hayal meyal hatırlıyorum geceyi. 

Sabahı olmasın umuduyla attım kendimi hiç bilmediğim sokaklara. 

Adımlar yelkovanı, 

Yelkovan akrebi takip etti durdu. 

Sekiz, dokuz, on. 

Derken aktı gitti gece. 

Sabaha karşı dört sularında bulmuşlar cesedimi. 

Bir tren garında bulmuş iki sarhoş. 

Terk edilmiş bir tren garında.

Gönül isterdi ki sabah haberlerine konuk olayım. 

Tren garında intihar diye. 

Fakat Tanrı yasaklamış cana kıymayı. 

Tanrı seni öpmeyi, 

Tanrı seninle sevişmeyi yasaklamış.

Sahi

Güzel olan şeyler neden yasak?

Sabaha karşı dört ölüm saatim. 

Gece on, on bir derken anca dörde kadar akabilmiş. 

En büyük vedalar hep böyle oluyor ya zaten. 

Ya bir otobüs terminali, 

Ya havaalanı, 

Ya da bir tren istasyonu.

Kimsesiz bir şehrin

Terk edilmiş bir tren garında veda ettim hayatıma. 

Ölüm şekli yalnızlık yazılmış rapora.