Kahvaltı yapmadım sevgili, şiir yazdım.
O çöl faresine mimozaların sürekli tomurcuklandığını anlatmayı beceremediğim türde bu sıradanlığım.
Bugün at sineği gibi uyandım sevgili,
Şu gökdelen kardeşliğinin kusursuzluğuna maruz ve şiir kıstırılmış, ses-verimsiz dudaklar.
Şimdi, bu beton örtünün çatlakları bizi dışlıyor ve geride bıraktığımız asfalt ve atık.
Soframız kaldırımlarca taşkın ve bütün çaresizlikleri aşkın sevginin, sevgili.
Tek kullanımlık çiçekleri unuttum, budama beni.
Cır cır cır sevgili gözlerinin rengini umuttum,
Sibirya'nın stepleri çözüldü ve evet o uluyan da bendim.
Tek kağıtlı bir döngü...
Geceden sabaha gizledim tüm tek kullanımlık küstahlıkları, yaktım içime çektim.
Böyle bir sessizlik işitmemiştim ve
Bu ebedi seyirciliğin yaratıcılığını reddedip,
Hint Okyanusunun ortasında Avustralya kıtası büyüklüğünde bir protestoyu örgütlüyorum.
Doydum sevgili, kucağımda sekiz milyar boşluk...