I-

Açık hava sineması eşliğinde, yüce ağaçların gölgesinde

Ellerinde leblebi tozları ve gazoz taşıyan kız çocukları görüyorum

Şimdilerde ellerinde kendi çocukları

Kendi telaşlarının peşinde geçmişi anıyorlar

Eski çeyiz sandıklarında bu anıları saklıyorlar

Hadi şimdi konuş

Gelecek?

Otobüs duraklarında yarım kalan dostluklar

Çeviriyoruz işte bir kitabın yapraklarını çevirir gibi/radyo kanalları

Gazetelerin üçüncü sayfalarına sarmışlar ayyaşlar şarabı

İnanmazsın belki ancak balonları da vurmuyorlar artık tüfeklerle

Saldılar herkesi-herkes herkesin eşi

Herkes kimsenin leşi



II-

-Herkesin sırdaşı

İstanbul kadar gizemli, bi o kadar mucizevi

Sırra kadem basan günahların kiliselerde dirilişi

Camdan kafasını uzatmış kız çocuğunun bilinçaltında seksek

Coğrafyasında kan taşımayan insan benim için kardeş

Tanrım sizce de buna bir dur demenin vakti gelmedi mi?


Vakit

geldi de geçti mi yoksa çoktan?

Kuraklık ne demek

Gırtlağımdan, ağzıma doğru yönelirken cümlem

Kuraklığı hissediyorum güneşin çoktan öldüğü mahallede

Bana değil

Buna

İNAN




III-


Tekrar ediyor Meryem'in analıktan nasibini almamış bileği

Tartmıyor artık kahrımızı adaletin terazisi yamuk çekiyor

Renksiz televizyonlar başında aile saadeti/mevzu kovboy filmi

-kaldırım taşının barkodu-yıldızların promosyonu-allahım nerdeyim

Kilerde saklanan nefretim harçlanmıyor/gökdelenlere dahi kin tutmuyorum

Kapının anahtar deliğine baksana kardeşim! Aşağıya düşeceğim şimdi

Annemin kemikleri sızlar mezarlıklara varmadan kulağımda çınlar

Tanrıyı mars etmeye çalışıyorum

Tavla oynamayı da bilmiyorum

Geçmiş dahil bütün zaman kavramlarından vazgeçiyorum incir ağaçlarının altında

Rüzgar yüzümü okşuyor / işte annem geldi



Film sonlanıyor olacak ki göz kapaklarım kapanıyor

Leblebi tozu da bitti zaten

Annem anlattı

Yirmi sene olmuş film biteli.